Anavatan Turkiye cok buyuk yatirimlar yaparak imkansiz denileni basararak deniz altindan Kibris Turk Cumhuriyetine su ulastirmayi basardi ama maalesef ayagina kadar gelen bu buyuk firsati kullanmakta basarisiz oldu. Anavatan kilometrelerce oteden su getirirken yavru vatanin beceriksiz yoneticileri bu suyu halkina ulastirmadan denize dokuyor. Hani guzel Turkcemizde bir deyim var ya “bir cuval inciri berbat etmek” su an da bu durumu aciklayabilecek yegane cumle olsa gerek.
Deniz altindan borular dosenilerek getirilen milyonlarca ton su sadece icme amacli degil tarimda da kullanilabilecek tabiki eger Kibris’li idareciler kendi kendilerine olusturduklari problemi cozup suyu idare edebilirseler.
Kuzey Kibris Turk Cumhuriyetin’deki 28 belediye Turkiye’den bedava gelen suyu kendileri isletmek, halka satmak isterken Turkiye bu su hattinin bakim, onarim, pompa ve aritma islemlerinin buyuk maliyet getirdigini ve Ankara ve Istanbul’daki yap-islet-devlet modelinin uygulanmasini istiyor. Turkiye’nin baska bir endisesi ise Kibris’li belediyelerin gereken deneyim, imkan ve kabiliyetten uzak olmasi.
Turkiye ile Kibris Turk tarafi arasinda yapilan bir protokole gore suyun isletmesi yap-islet-devret modeli ile bu konuda uzman ozel bir sirket tarafindan yapilmasi gerekiyordu ancak Kibris hukumeti bu protokole uymayarak suyun isletmesinin belediyeler tarafindan yapilmasini istedi.
Su hala denize akiyor, KKTC hukumeti ise izliyor. Turk halkinin vergileri ile yapilan ve 1.2 milyar TL’ye mal olan bu projenin geldigi nokta gercek cok uzucu.
KKTC Basbakani Ömer Soyer Kalyoncu’nun bir an once bu konuya el atip Turkiye’den gelen suyu “akillica” kullanmali, denize giden suyu Kibris halkina ulastirmalidir.